Yerinde olsaydım şöyle yapardım…

” Tecrübeyle varsayım arasındaki fark , gök ile yer arasındaki farktan daha büyüktür. Bir şeyi varsaymak ile onu kendinden tecrübe etmen arasında fark vardır. “

Fütuhat c13 , s118 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)

“… ‘ Falanın yerinde olsaydım , ona şöyle denilmezdi ‘ deme. Ben de böyle dedim. Hayır ! Allah’a yemin olsun ki , ona gelen sana gelseydi , sen de aynı şeyi söylerdin. Çünkü güçlü hal , zayıf hal üzerinde hüküm sahibidir. “

Fütuhat c13 , s118 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)

( Muhyiddin İbn Arabi’ nin İsra yolculuğunda Hz. Yusuf Peygamber ile karşılaşmasında Hz. Yusuf’ un Şeyh’e tavsiyelerinden alıntı. )


Kimileri ,

” Ben onun yerinde olsaydım asla böyle bir şey yapmazdım ” ,

” Ben onun yerinde olsaydım bu işi şu şekilde yapardım ” ,

” Nasılda böyle bir hataya düşebilir , inanılır gibi değil ” ,

” Bu insanda hiç mi akıl yok , kim böyle bir şeyi yapabilir ”

gibi ifadeler ile insanları eleştirdiği gibi hatta daha da ileriye gidip hakarete varan kelimeler sarf edebilir.

Bir konu hakkında deneyimi olmayan o şeyi tecrübe etmemiş bir kişinin o işe maruz kalmış bir insanı eleştirmesi varsayımdan kaynaklanır. Varsayımda ise insan çoğu kez hataya düşer.

Eleştirdiği kişinin o fiili işlerken ,

o işi icra ederken hangi şartlar altında olduğunu bilmeden ,

hangi bilgiye sahip olduğunu bilmeden ,

olayın gelişmesi hakkında ve doğabilecek sonuçları hakkında bir bilgiye sahip olmadan ,

olayın öncesinde kişinin hangi hal ile halledildiğini bilmeden ,

ilim düzeyini , idrak kapasitesini bilmeden

o kişiyi yapmış olduğu işten dolayı eleştirmesi , kınaması , hor görmesi  doğru değildir !


Belki eleştiren kişi aynı şartlara maruz kalsa eleştirdiği kişinin yaptığının benzerini yapacaktır. Bu işin bir de kaza ve  kadere dönük yanı vardır ki bu da ayrı bir hakikattir ! Kaza ve kadere dönük yanı ayrıca ele alınması gereken bir konudur. Burada bu meselenin hakikati ile ilgili farklı bir vechini ( yüzü / yönü ) ifade etmek istemekteyiz.


Bu durumu ancak benzer bir hususu tecrübe edinenler anlayabilir. Kişi bir olay hakkında tecrübe öncesinde her ne kadar ahkam kesse dahi iş başına gelip o şey ile karşılaştığında içinde bulunduğu hal’in etkisi ile davranış sergiler. Çünkü güçlü hal , zayıf hal üzerinde hüküm sahibidir.


Allah en doğrusunu bilir.


Ahmet Şahin Uçar

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu